Polatlı Mutlu Son
Polatlı Mutlu Son
Ona buna zorlamak Miranda’yı pek mutlu etmezdi. Miranda fazlaca zekiydi. Bu ipuçlarını çözümlemek onun için çok zor olmamalıydı. Polatlı Mutlu Son Bir saat içinde çözüp odaya geri dönebileceklerini düşünüyordu. Tam da Miranda’nın düşündüğü benzer biçimde, portakal aÄŸacının altında bir yığın zarf buldular. Polatlı Mutlu Son Tek bir söz bile söylemeden, Turner eÄŸilip bir tanesini aldı ve Miranda’ya verdi. Aynı sessizlik içinde Miranda zarfı yırtıp açtı. İpucunu okudu ve onu Turner’a verdi.
BİR SONRAKİ İPUCUNU BULMANIZA ROMALILAR YARDIMCI OLACAK. Bu sessizlik Turner’ı sinirlendiriyor olsa da, o bunu göstermiyordu. Bir tek kâğıt parçasını katladı ve sıkılmış bir beklenti ifadesiyle Miranda’ya baktı. “Bir kemerin altında olmalı, ” dedi Miranda doÄŸal bir ses tonuyla. “Mimaride kemeri ilk baÅŸlarda Romalılar kullanmıştır. Bahçede onlardan bir kaç tane var.” On dakika sonrasında bir baÅŸka zarfa daha ulaÅŸmışlardı. “Bitirinceye kadar kaç tane zarf bulmamız gerektiÄŸini biliyor musun?” diye sordu Turner. Bu, baÅŸladıklarından bu yana Turner’ın sarf ettiÄŸi ilk cümleydi ve o da Miranda’dan ne vakit kurtulacağına iliÅŸkindi. Bu aÅŸağılama karşısında Miranda diÅŸlerini sıkarak başını salladı ve zarfı açtı.
Polatlı Mutlu Son
Dengesini korumak zorundaydı. EÄŸer Miranda Turner’ın kendi cephesinde ufacık bir boÅŸluk bile açmasına izin verirse, tümüyle paramparça olurdu. Polatlı Mutlu Son Miranda sima hatlarındaki duygusuzluÄŸu ön plana çıkararak kâğıt parçasını açtı ve okudu, “Bir sonraki ipucunu sizin avlamanız gerekecek.” “Sanırım avcılıkla ilgili bir ÅŸey yapmamız gerekecek, ” dedi Turner. Miranda kaÅŸlarını kaldırdı. “Demek katılmaya karar verdin?” “Uzatma, Miranda.” Miranda öfkeyle bir ah çekti ve onu görmezlikten gelmeye karar verdi. “DoÄŸuya doÄŸru ufak bir av kulübesi var. Oraya kadar yürümemiz ortalama on beÅŸ dakikamızı alacaktır.” “Bu av kulübesini nasıl keÅŸfettin?” “Son zamanlarda biraz fazlaca yürüyorum.”
“Bunu ben evdeyken yapıyorsun sanırım.” Miranda, Turner’ın son beyanına karşı çıkmak için bir sebep görmedi. Turner gözlerini kısarak ufka baktı. “Leydi Chester niçin bizi ana binadan bu kadar uzaÄŸa göndersin ki?” “Åžimdiye kadar hep haklı çıktım, ” diye karşılık verdi Miranda. “Haklısın, ” dedi Turner, sıkılmış bir ÅŸekilde omuz silkerek. “Önden yürü.” Turner, şüpheyle kararmakta olan gökyüzüne bakmış olduÄŸunda yaklaşık on dakikadır koruluÄŸun içinde yürümekteydiler. “YaÄŸacak ÅŸeklinde görünüyor, ” dedi Turner. Miranda semane baktı. Turner haklıydı. “Ne yapmayı düşünüyorsun?” “Åžu anda mı?” “Yok, önümüzdeki hafta. Tabii ki ÅŸu anda, ahmak ÅŸey.” “Ahmak mı?” Turner gülümsedi, diÅŸlerinin beyazlığından neredeyse Miranda’nın gözleri kamaşıyordu.
Son yorumlar