Polatlı Evde Masaj Hizmeti – Masör Ece
Polatlı Evde Masaj Hizmeti – Masör Ece
Polatlı Evde Masaj o gün sınavda başarılı olamadığını sandığı için ve karısıyla arasındaki bilmediğimiz bazı nedenler yüzünden, fazlaca sıkılıyordu.
Bir filmini seyrettikten sonrasında bir kahveye gidip oturduk. Ama konuşacak bir şey bulamıyorduk.
Herbaud, merakla ve salt âdet yerini bulsun diye deÄŸil de, gerçek bir içtenlikle “Sıkılmıyorsun ya?” diye sordu.
Sıkılmasına sıkılmıyordum ama, onun dalgınlığı, kafasının çeşitli düşüncelerle yüklü olması, onu benden koparıyor, uzaklaştırıyordu.
Nicomachus’un terbiye Felsefesi’ni çevirmesine yardım ettiÄŸim gün, yeniden bir yakınlık kuruldu aramızda.
Polatlı Evde Masaj Vanneau sokağındaki küçük bir otelde oda tutmuştu. Orada çalışıyorduk. Fakat pek uzun süre çalışamadık, çünkü Aristoteles ölesiye canımızı sıktı.
Herbaud, bana, Saint- John Perse’nin Anabase’ından bazı bölümler okuttu. O güne dek, hiç duymamıştım bu yaratıı. Sonra Michelangelo’nun Falcı kadınlar’ının röprodüksiyonlarını gösterdi.
Sonra kendisi ile Sartre ve Nizan arasındaki ayrımlardan söz etti. Herbaud, yaÅŸamın iyi yönlerinden hoÅŸlanıyor; sanat yapıtlarını, doÄŸayı, gePolatlır yapmayı, aÅŸk maceralarını, cinsel doyumları seviyordu. “Onlar, her ÅŸeye bir kulp takmaya bayılırlar, hele Sartre!” dedi.
Polatlı Evde Masaj
Polatlı Evde Masaj belirli bir hayranlıkla ekledi: “Sartre, uyuduÄŸu zamanlar dışında, her an düşünür!” On dört Temmuz akÅŸamı Sartre’ın da bizimle beraber olması önerisini kabul etti. Bir Alsas lokantasında yiyecek yedikten sonra, üniversite yurdunun önündeki çimenlerde oturup, havai fiÅŸekleri seyrettik. Sonra, eli açıklığı bir efsaneleÅŸmiÅŸ gibi dillerde dolaÅŸan Sartre, bizi taksiye bindirip, Montparnasse Sokağı’ndaki Falstaffa götürdü. Sabahın ikisine kadar, orada içtik.
Sartre da, Herbaud da, bana nazik davranmakta birbirleriyle yarış ediyorlar; konuşuyor, hikâyeler anlatıyorlardı. Mutluluktan yedi kat göklerde uçuyordum. Kardeşim yanılmıştı.
Sartre’ın, Herbaud’dan daha hoÅŸ bulunduÄŸunu düşünüyordum. Gene de, sevgilerimde Herbaud’nun ön sırayı almasına ortaklaÅŸa karar verdik. SokaÄŸa çıktığımızda, Herbaud, gösteriÅŸli bir tavırla koluma girdi.
O geceyi izleyen günlerde, bana gösterdiÄŸi sevgi ve yakınlığı bk daha hiç açığa vurmadı. “Seni hakkaten bir çok seviyorum, kunduzcuk, ” derdi. Bir keresinde Herbaud’nun iÅŸi vardı.
Ben, Sartre ve Nizan’la buluÅŸup yemeÄŸe gidecektim. Herbaud, biraz da sahip çıkan bir yumPolatlılıkla, “Bu akÅŸam hep beni düşüneceksin, deÄŸil mi?” diye sormuÅŸtu.
Onun sesindeki en ufak sevgi dalgalanmalarına ve kaslarındaki en minik çatılmaya aşın duyarlıydım. Bir öğle sonu, Ulusal Kitaplık’ın kapısında Herbaud ile mevzuÅŸurken, Pradelle yanımıza geldi. Onu görmüş olduÄŸume sevinmiÅŸtim. Herbaud, öfkeli öfkeli veda etti ve çekip gitti. Bütün gün akÅŸama kadar kendimi yiyip durdum.
O akÅŸam, Herbaud ile yeniden buluÅŸtuk. Davranışının üzerimdeki etkisinden pek hoÅŸnut kalmış gibi bir hali vardı. “Vah zavallı Kunduzcuk! Kaba mı davrandım ben Kunduza yoksa?” diye neÅŸeyle sordu. Onu Stryx’e götürdüm. “ÇPolatlıca neÅŸeli” bir yer olarak tanımladı. Oraya icra ettiÄŸim kaçamakları anlattım. “Sen bu dünyanın dışında yaşıyorsun!” diye güldü. O da kendinden, çocukluÄŸundan, taÅŸrada geçen yıllarından, Paris’e geliÅŸinden, evliliÄŸinden söz etti. O güne dek hiç bu denli içtenlikle açılmamıştık birbirimize. Ama içimiz bir türlü rahat deÄŸildi. Çünkü ertesi gün, yazılı imtihanın sonuçlarını öğrenecektik. Herbaud, imtihanı verememiÅŸse, hemen Bagnolesde-l’Ome’a gidecekti. Neresi olursa olsun, ne iÅŸ olursa olsun, ertesi yıl da taÅŸrada, yahut dış ülkelerden birinde bir iÅŸ bulup gidecekti. Tatillerde, Limousine’e gelip beni görmeye yemin etti. Fakat, bir ÅŸeyler, bitmiÅŸti, biliyorduk.
Son yorumlar